Aile ve Toplum
- Nalan Erpolat
- 10 Kas 2024
- 2 dakikada okunur
İlk okul günlerimizde “hayat bilgisi” isimli bir ders ile tanıştık ve belki de ilk öğrendiğimiz “aile” sözcüğünün tanımıydı.
“Toplumu oluşturan en küçük insan topluluğu.”
Sonra yavaş yavaş öğrendik çekirdek aileyi, geniş aileyi. Bundan sonra da toplum olmanın ne demek olduğunu.
Anladık ki insan olmak, birey olmak, toplumun bir parçası olmak, toplum içinde birey olabilmek, bütünüyle öğrenilen kavramlarmış.
Birey olmayı büyürken öğrenmeyenler daha doğrusu öğreteni olmayanlar ve birey olmasına izin verilmeyenler, hayatın bir noktasında bunu fark ederlerse ve cesaretlerini toplayabilirlerse yaştan bağımsız olarak birey olmayı öğrenip hayata devam edebiliyorlar; fark etmez ya da cesaret edemezlerse de birey olamadan bu hayata gözlerini yumuyorlarmış.
Toplum İçinde Birey Olmak
Fark etmek, cesaret etmek bir yana artık önemli olan herkesin hayatın başından itibaren birey olarak yaşayabileceği bir toplum oluşturabilmek. Toplum içinde birey olabilmek, en temel insanlık hakkı. Birey olarak bu hakkı bilen ve yaşayanlar, herkesin aynı hakka sahip olduğunu bildiği için bencil olmazlar, olamazlar. Herkesin birbirine saygı duyması “benlik” lerin sağlıklı olması ile mümkündür.
Benlik ve Kişilik
Kişilik oluşumunun ve davranışların doğuştan mı yoksa çevre kaynaklı mı olduğunun tek cevabını bulamadı psikoloji bilimi. Son kabul edilen, “Doğuştan gelen genetik özellikler hiçbir çevrede değişmese de çevresel etkenler de davranışlar üzerinde çok etkilidir” görüşü.
Yani her ikisi de çok önemli. Bu sebeple fiziksel olarak diğer canlılardan çok daha büyük bir emekle büyütülen insan yavrusunun duygusal ve sosyal ihtiyaçlarının da büyük bir emeğe ihtiyacı var.
Bu konuda herkesin bilinçlenmesi ve elini taşın altına koyması gerekiyor. Yeni bir çekirdek aile kurmuş ya da kurmamış olmak; evlat sahibi olmak ya da olmamak sorumlulukları değiştirmiyor.
“Bir çocuğu bir köy büyütür” diye bilinen bir söz vardır. Teknolojinin ve sosyal iletişimin bu kadar ilerlemesi, Marshall McLuhan’ın belirttiği gibi, bir dünyayı bir köy haline getireli bir hayli zaman oldu. Yani dünyada herkes birbirini etkiliyor ve birbirini büyütüyor. Ya da maalesef birbirini öldürüyor.
Güvenle yaşamak, güvenle yaşatmak, gelişimi, değişimi bilmek öğretilen bir şeyse neyi, kime, nasıl öğreteceğimiz; neyi, kimle, nasıl öğrendiğimize bağlı. Nasıl büyüdüğümüzü, seçimlerimizi nasıl yaptığımızı fark etmezsek insan olarak sonraki nesillere faydalı olabilmemiz mümkün değil.
Bu sebeple, gelişimi anlamak önce kendimize sonra da topluma yararlı olabilmek demektir.
Comments